Tarih boyunca, farklı zamanlarda doğayla ilişkilenme biçimleri değişiklik gösterse de, insan ve doğa arasındaki bağ varlığını sürdürmüştür. Günümüzde de, yaşanan iklim krizi ve küresel Covid-19 pandemisi gibi radikal etkiler, insanlığı doğayla kurulan ilişki hakkında yeniden düşünmeye itmiştir. Artan çevre bilinci ve değişen yaşam biçimleri, birçok alanda olduğu gibi tasarım alanında da kendini göstermiş, tasarıma dair süreçlerin gözden geçirilmesine ve doğayla ilişkili yöntemlerin tasarım süreçlerine adapte edilmesine sebep olmuştur. Yöntem haline getirilmesinden önce de var olan, insanlar üzerinde psikolojik ve fizyolojik olarak olumlu etki yaratan “Biyofilik” tasarım son zamanlarda önemi artan bir metot olarak yeniden karşımıza çıkmaktadır. Trend analistlerinin, koronavirüs sonrası dönem için çizdiği tabloda da biyofilik tasarım yöntemleri uygulamalarının artacağı öngörülmektedir. Peki, “biyofili” ve “biyofilik” tasarım nedir? 

Edward Wilson biyofiliyi şöyle tanımlar “İnsanın doğasında yer alan bir dürtü olarak, modern yaşamında bile doğaya bağlı kalma eğilimidir.” Bu eğilim, bir teori olarak ortaya atılmasından önce, Göbeklitepe’deki hayvan figürlerinde, Mısır Sfenksleri’nde, Antik Yunan tapınaklarında süsleme olarak kullanılan “acanthus” adı verilen bitki formlarında, Orta Çağ Almanyası’nın yazlık bahçelerinde de karşımıza çıkmaktadır. Art Nouveau akımında sıklıkla kullanılan, doğadan ilham alınarak yapılan işlemeler, Arts and Crafts akımının temsilcilerinden Frank Llyod Wright’ın ahşap işlemeli ve ahşap dokulu tasarımları tarih boyunca biyofilik tasarımlara örnek olarak gösterilebilir. Ancak, bu kavramın ilk ortaya konuşu 1964 yılında sosyal psikolog Eric Fromm tarafından gerçekleştirilmiş ve yukarıda tanımına da yer verilen, biyolojist Edward Wilson tarafından 1984 yılı itibariyle popüler bir kavram haline getirilmiştir. 

Biyofilik tasarımlar için, “sürdürülebilirlik” ve “süreklilik” en önemli iki nosyondur. Çünkü biyofilik tasarımlar, kesintisiz şekilde doğayla ilişkinin sürdürülmesi temeline dayandırılmaktadır. Kellert ve Calabrase’nin ortaya koyduğu şekilde, biyofilik tasarımların üç türü vardır: “dolaysız doğa deneyimi”, “dolaylı doğa deneyimi” ve “yer ve mekan deneyimi”. Dolaysız doğa deneyimi, ışık, hava, su, bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin tasarıma entegre edilmesini içerirken; dolaylı doğa deneyimi sanat eserleri, doğal renkler, biçimler ve materyaller, doğayı çağrıştıracak nesneler ve biyomimikri gibi kullanımları kapsar. Mekan ve yer deneyimi olarak, biyofilik tasarımlar ise, parça ve boşlukların entegre edildiği alanları, organize edilmiş karmaşık mekanları ve kültürel ve ekolojik olarak bağlanmış mekanları içerir. Bütün bu niteliklerin insanlar tarafından deneyimlenebilmeleri ise, duyular yoluyla gerçekleşir. 

Biyofilik tasarımlar sayesinde duyuları yoluyla doğayla temas içinde olmak, insanların ruh hallerinde olumlu etkilere sebep olmaktadır. Ofis tasarımlarında biyofilik tasarım niteliklerinin kullanılması verimliliği arttırırken, hastane odalarında da olumlu etkilere sebep olup özellikle ağrılı tedavilerde, sağaltıma sebep olmaktadır. Doğuştan sahip olunan doğayla temas halinin kopmaması isteğini gerçekleştirebilmek insanlar üzerinde olumlu etkilere sebep olurken, doğal ve sürdürülebilir çözümler üretiyor olmak da doğal ekosistemlerin devamı ve ekolojik dengenin korunabilmesi açısından da büyük öneme sahiptir. 

Pandemi sonrası yaşanacak kaygı ve stresin azaltılması ve doğayla temasa geçme isteğindeki artış ile gelişen küresel ekolojik bilinç, önümüzdeki süreçte de doğal malzeme ve renklerin kullanımı, doğal şekiller ve doğadan ilham alan sürdürülebilir çözümler olarak tasarım alanında da karşımıza çıkacaktır. 

  5 Biyofilik Tasarım Örneği

Adobe Ofisi
Kaynak: newprocontainers.com
2014 yılında Avustralya’daki en uzun bina seçilen yeşil yapı
Kaynak: designcurial.com
The Spheres Seattle
Kaynak: biofilico.com
Yaşayan Aydınlatmalar
Kaynak: biophilicdesign.co.uk
Biyofilik Kütüphane
Kaynak: biophilicdesign.co.uk

Kapak Görseli: Sou Fujimoto

Kaynaklar

14 Patterns of Biophilic Design 

Practice of Biophilic Design

What is and is not biophilic design?