Covid-19’un tüm dünyaya yayılarak pandemi haline gelmesiyle birlikte, yaşam biçimlerimiz de birçoğu kalıcı olması beklenen, çeşitli etkiler altında kaldı. Gündelik yaşam pratikleri, eğitim, gıda ve ulaşım gibi temel gereksinimler ile tüketim alışkanlıkları, iş yapma biçimleri, sanat ve tasarım gibi alanlar da bu etkiler sonrası değişimler geçirdi. Peki, bütün bu değişimler sonrası salgın hastalıkların oluşturduğu etkiler, yaşam biçimlerimizi ve tasarımı nasıl etkileyecek? 

Salgın hastalıkların fizyolojik etkileri geçici iken, bir de birey ve toplum üzerinde kalıcı olan etkileri bulunmaktadır. Bireysel etkilerin başında, kaygı ve korkunun getirmiş olduğu psikolojik etkiler yer alırken; belirsizlik, salgının yayılması üzerindeki etkinin tam anlamıyla kontrol edilemez oluşu, insanların sevdiklerinden uzak olması ve kayıplar da bireylerin psikolojilerinde kalıcı ve olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.

Pandeminin kitlesel etkilerine bakıldığında ise, özellikle gıda, sağlık ve eğitim gibi toplumun tüm kesimlerine ulaştırılması zorunlu alanlarda yaşanan aksaklıklarla birlikte, geliştirilecek yeni çözümlerin hayati olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Bunun yanında, gönüllü izolasyon ile değişen günlük yaşamlarımız yeni ihtiyaçlar doğurmuş, bu ihtiyaçların karşılanmasında yeni alışkanlıklar kazanılmasına sebep olmuştur. Örneğin, online alışverişe gösterilen talep artmış ve gıda, kitap, ev aksesuarları ve hobi sektörlerindeki satın alımlar artış göstermiştir. Eğitim ve çalışma hayatları da evlere taşınmış, dijital ortama adapte olup, hızlı operasyon yürütebilen ekipler çalışmalarına evden devam edebilmekteyken yine de bu yeni iletişim ve çalışma yöntemlerine adaptasyonda zorluklar yaşanmıştır. Online eğitimler, fırsat eşitsizliğini daha da görünür kılarken, ne yazık ki eğitimde dezavantajlı grupların imkanları yetersiz kalmış, Fransa, Çin ve Portekiz gibi ülkeler eşitsizliklerin giderilebilmesi yönünde adımlar atmıştır. Ancak, pandemi sonrası yaşam biçimleri için, evden çalışma ve online eğitimlerin ulaşım sebebiyle kaybedilen zamanın önlenmesi gibi olumlu etkileri nedeniyle kalıcı hale gelebilecekleri de öngörülmektedir. Bu süreç ile birlikte, kısa vadede yaşanan ve acil çözüm gerektiren değişimlere ek olarak uzun vadeli değişimlere de ihtiyaç duyulmaktadır. Kamusal alan kullanımlarının yeniden gözden geçirilmesi ve çevre bilincinin artması ile birlikte doğayla daha uyumlu bir hayat sürdürebilmenin yollarının aranması iş dünyasını da yeni çözümler aramaya yöneltecektir. Sağlık ve gıda sektörlerinde yaşanan aksaklıkların giderilebilmesi için yeni yöntemler geliştirilecek, bu sektörlerdeki tedarik zincirleri yeniden gözden geçirilerek, artan talepler sonucu yaşanabilecek aksaklıklar önlenmeye çalışılacaktır. 

Dolores Park in San Francisco, Calif., on Thursday, May 21, 2020.

Pandeminin genel etkileri böyleyken, Covid-19 tasarım alanında da büyük değişimlere sebep olacaktır. Virüs sonrası tasarımda “sürdürülebilirlik” ve doğayla uyumlu yaşamanın yollarını keşfetmek en önemli gündem başlıkları olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşam ve çalışma alanlarımızla olan ilişkilenme biçimlerimizin de değişmeye başladığı şu günlerde, bu alanlara doğayı daha çok entegre ederek, doğayla kurduğumuz bağları güçlendirmek çoğumuz için önem kazanacaktır. Biophilic tasarım, doğayla kurduğumuz bağların yeniden inşasının yanında, salgının yarattığı korku ve kaygı gibi duyguların azaltılmasında da olumlu etki etmektedir. Bunun sonucu olarak, “biophilic” tasarımın önemli bir trend olması beklenmektedir. Ayrıca, tasarımda kullanılacak materyallerin doğal ve sürdürülebilir olması eğilimi artacak dolayısıyla yeni ve doğal materyal arayışları ve bunlarla üretilen ürünler çoğalacaktır. Başka bir görüş de, tasarımda estetiğin yerini minimal ve ekolojik yeni yaşam şekilleriyle uyumlu, bu yaşam şekillerinin getirdiği pratikler açısından anlamlı ürünlerin artacağı ve önem kazanacağı yönündedir. Başka bir açıdan ise, teknolojik ürünlerin ve dijitalleşmenin getireceği sonuç, kullanıcı deneyimi tasarımına duyulan ihtiyacın artması olacaktır. Kısa vadede bile etkileri görülmeye başlanan dijitalleşme, uzun vadede de hayatlarımızda önemli bir yer kaplamaya devam edecek ve kullanıcı deneyimi tasarımı alanındaki gelişmelere yol açacaktır.

Salgın tamamen sona erdiğinde, birçok anlamda değişecek olan dünyaya uyum sağlama anlamında, hızlı organize olup çözüm üretebilecek ekipler fayda sağlayabilecektir. 

Kaynaklar

KPMG – İş Dünyası Gözünden Covid-19’un Etkileri Anketi

8 Ways Covid-19 Will Impact the Future of Interior Design

Smart lifts, lonely workers, no towers or tourists: architecture after coronavirus

Covid-19 will permanently change consumer behaviour

PWC – Considering the potential business impacts of the Covid-19 outbreak