Günümüzde, kumaş boyamada geleneksel üretim yöntemlerine eğilim giderek artmaktadır. Çoğunlukla bitkilerin işlemden geçirilmesi yoluyla elde edilen doğal boyalar, antik zamanlarda bitkilerin yanında çeşitli böcekler kullanılarak da elde ediliyordu. 

İpek Boyama ve Üretimi Süreci – Çin
Kaynak: silk-road.com

5 bin yıl öncesine dayanarak Çin’de başlayan kumaş boyamanın köklerinin Neolitik Çağa dayandığını gösteren kanıtlar olduğu bilinmektedir. Toprak örnekleri incelendiğinde elde edilen verilere göre ise, Antik Mısır’da Kral Tutankamon’un mezarında bulunan tekstil parçalarında “alizarin” adı verilen kırmızı tonlu doğal renge rastlanmıştır. Tarih boyunca pek çok toplum bu alanda kendilerini geliştirmişlerdir. Özellikle, Antik Mısırlılar ve Fenikeliler geliştirdikleri beceriler ile bilinmektedirler. Hintliler, pamuklu kumaşlarda özelleşmişlerken, Çinliler ise ipek boyamada kendilerini geliştirmişlerdir. Doğal yöntemlerle boyanan kumaşlar, sentetik boyaların icadına kadar önemli bir ticaret ürünü olmuşlardır. 

Yünlü Kumaş Boyama 1482
Kaynak: Thereaderwiki / British Library

Doğal olarak elde edilebilen renkleri genel anlamda üç kategoriye ayırmak mümkündür. Bitkilerin kullanılmasıyla elde edilen renkler için “indigo”, hayvansal ham maddeler kullanılarak elde edilen renkler için “cochineal” ve mineraller ile elde edilenlere de “coche” denilmektedir.  Bu yöntemlerle yaygın olarak elde edilen renkler ise “alizarin”, “indigo mavisi”, “tyrian moru”, sarı ve “logwood”dur. Ticareti yapılmayacak kumaşlarda maliyeti azaltmak için, yaygın olarak bulunan ve kolay ulaşılabilen bitkilerden elde edilen renkler kullanılmıştır.  Bu şekilde en çok, sarı, kırmızı ve indigo mavisi gibi renkler elde edilebilirken, antik dönemde ve Orta Çağ’da mor ve tonundaki renkler ise daha zor bulunan ham maddelerden elde edildiklerinden bu renklerle boyanan kumaşlar daha değerli ve lüks kabul ediliyordu. 18. Ve 19. Yüzyıllarda kök boyadan elde edilmekte olan “Turkey Red” ise oldukça egzotik ve değerli bir renk olarak kabul edildi. Bu rengin Hindistan ve Türkiye’den Avrupa’ya yayıldığı bilinmektedir. Fransa’da ise aynı renk  “rouge d’Andrinople” yani  “Edirne Kırmızısı” olarak adlandırılmaktadır. Çok meşakkatli bir süreç gerektiren Turkey Red rengini elde etmek zor olsa da, elde edilen renk oldukça parlak ve solmayan bir kırmızıdır. Avrupa’ya ithal edildikten sonra İngiltere, Fransa ve Hollanda’da da üretilmeye çalışılmıştır. Yapım aşamaları uzun bir süre saklanan bu rengi elde etme sürecine dair farklı söylemler bulunmaktadır. Hatta bu rengin yapım sürecini İskoçya’ya ilk getiren kişi olan Pierre Jacques Papillon süreci tam ve eksiksiz olarak paylaşmak için 1804 yılında Balıkçılık Üretim Mütevelli Heyeti ile bir anlaşma yaparak finansal bir teşvik de almıştır. 

Kaynak: haciendalosnacimientos.com

Kumaş boyamada farklı tekniklerin bulunmasında en önemli etken kumaş türlerinin çeşitliliğidir. Yün ve ipek gibi kumaşlar boyaya batırılarak elde edilirken, pamuklu kumaşlarda ise mordanlama denilen bir teknik uygulanması gerekmektedir. Bu teknik ile kullanılan çeşitli tozlar, boyar maddelerin kumaşa daha iyi tutunmalarını sağlar ve rengin kalıcılığı için kumaşı boyama işlemine hazırlar. Mordan adı verilen bu maddeler sayesinde, aynı rengin daha açık ve koyu tonları elde edilebilmektedir. Mordanlama tekniğinde bakır, kalay, krom ve demir tozları değişik renkler elde etmek için kullanılmaktadır. “Anadolu’da ise, sirke, ekşi erik tozu, kül tozu, kireç tozu, mayalı hamur tozu ve mantar suyu da boyama işleminde kullanılmıştır.” (“Tekstil Sayfası”ndan alınmıştır.)

Kaynak: sciencedirect.com

1856 yılında ise, kimyager William Henry Perkin’in başka bir proje üzerinde çalışmaktayken, tesadüfen “mauve” adı verilen rengi keşfetmesi üzerine, doğal boyama süreci ticari bir boyut kazanmıştır.

William Henry Perkin
Kaynak: Wikimedia Commons

Bununla birlikte, Sanayi Devrimi’nin tekstil endüstrisi üzerindeki etkisiyle de, kolay ulaşılabilir ve uygulanabilir, daha hızlı sonuç verebilecek ve renk açısından tutarlı olacak sentetik boyaların kullanımı hız kazanmıştır. Ayrıca, büyük maliyet gerektiren bazı süreçler için de çözüm olarak kullanılmaktadır. Örneğin, çeşitli otellerde yenilenmesi gereken havlu ve çarşafların boyanması yöntemiyle az maliyetle çözüm elde edilmektedir. Fakat, hızlı sonuç vermeleri ve kolay ulaşabilir olmalarının yanında, yaratmış oldukları büyük çaplı toksik ve alerjik etkileri sebebiyle sentetik boyalara karşıt görüşler hızla yayılmaya başlamıştır. İnsan hayatı için yaratmış olduğu tehlikenin yanında, çevre açısından da pek çok olumsuz etki yaratmaktadır. Çünkü, üretim zincirinin pek çok aşamasında çok miktarda doğal kaynak tüketimine sebep olan tekstil sektörü, boyama, ağartma, yıkama gibi süreçlerde de çok miktarda su tüketimini gerektirmektedir. Çevre bilincinin ve sentetik boyama sürecinin olumsuz etkilerinin bilinirliğinin artması ile doğal boyama yöntemleri yeniden yaygınlaşırken, tekstil endüstrisi için de sürdürülebilir bir alternatif oluşturmaktadır. 

Kaynaklar

Britannica – Dye

Lucila Kenny Studio

Natural Dyes in Historical Egyptian Textiles

Tekstil Sayfası

Textile Dyes

The Earliest Dyes

The Ecology Center